A şk ile başladı herşey,(e&e)
T ükenmez ,bitmez sevgi ile,
I ssıttı soğuk günlerimi,gecelerimi !
L akin doyumsuz bir sevgi daha varmış!
G özlerinde cenneti gördüğüm çocuklarım:)
A sıl olan onlarmış, CAN gibi ECE gibi !
N edenli yaşanan mutlu bir hayat gibi
S evgi ve sevdanın meyveleri ile AİLEM gibi.
Erol Atilgan
29 Mart 2013 Cuma
14 Ekim 2012 Pazar
CAN’ım Oğlum,
Bugün yedi yaşındasın. Tam yedi sene önce bugün, seni hastanede ilk defa gördüğümde gözlerini açmış ve gözlerimin içine öyle bir bakış bakmıştın ki o bakışının, yüreğimin en derin yerinde yaktığı ateş hala kor gibi yanmakta. Ben ölene dek de yakıp kavuracak, buna adın kadar emin olabilirsin. Günler, aylar, yıllar geçti oğlum.
İşte bugün yedinci doğum günün. Seni canımızdan çok sevdik, seveceğiz; sana gözümüz gibi baktık, bakacağız. Sen, bize; şu dünyada Allah’ın bahşettiği en değerli ve en önemli varlıksın, bunu hiç unutma olur mu? Seni bizden daha fazla karşılıksız sevebilecek kimse maalesef karşına çıkmayacak hayatta. Mutlaka sevenlerin, sevdiklerin olacak çevrende, dilerim ki onların sayısı gökteki yıldızlar kadar olsun. Ama göreceksin ve anlayacaksın ki sadece bizler seni mutlak anlamda karşılıksız sevebiliyor olacağız. Benim babam, ben senin kadarken, benim gözümde dev gibi bir adamdı, dağ gibiydi, şimdi hayatta değil ama hala da öyle. Biliyorum senin gözünde ben de şu an öyleyim. Şu anda gözyaşlarıma hakim olamıyorsam bil ki bu seni çok sevdiğim için, bil ki bu babamı çok sevdiğim için. İşte benim bütün derdim; sen de benim gibi otuzlu yaşlara geldiğinde, tıpkı benim babam gibi, ben de senin gözünde dev bir adam olarak kalabileyim. Bunun için, bu hayatta ne gerekiyorsa yapmaya öyle hazırım ki bunu ancak senin de bir oğlun olduğunda anlayabileceksin. Çünkü ben bunu sen dünyaya geldiğinde anlayabildim. Ölmekten, sen doğana kadar hiç ama hiç korkmadım, inan. Ama senden sonra ölümden öyle korkar, öyle çekinir oldum ki. Sanki ömür daralıyor, günler yetmiyor gibi. Sana bugüne dek memur ol, asker ol, doktor ol, müdür ol, işçi ol demedim ve inan bana demeyeceğim de. Ama ilk günden beri uyurken kulağına fısıldadığım isteklerim var senden. En yüce anlamıyla “insan” ol. Adam gibi adam ol be Oğlum! Şu dünyada maddi olarak neyim varsa öldükten sonra hepsi senin olacak. Ananın ak sütü gibi helal olsun. Ancak benim sana bırakacağım mirasım inan bunlar değil. Sana bırakmak istediğim en büyük miras babalığım olur inşallah ! Sen babana ve annene yakışır bir insan olursan eğer, gözlerindeki insan olmanın asaleti tüm renkleriyle ışıldarsa işte o zaman ben rahat edeceğim. Seni çok seviyorum.
Sevgili Oğlum Doğum günün kutlu olsun.
Allah, sana “Oğlum” diyebilme gibi bana bahşettiği dünyanın bu en büyük lütfunu, dilerim ki benden hiçbir zaman almaz.
YARININ DÜNDEN GÜZEL , İSTEKLERİN, DİLEKLERİN VE DUALARIN HER ZAMAN KABUL OLSUN paşaaaaam!
e&a
14.10.2012
Bugün yedi yaşındasın. Tam yedi sene önce bugün, seni hastanede ilk defa gördüğümde gözlerini açmış ve gözlerimin içine öyle bir bakış bakmıştın ki o bakışının, yüreğimin en derin yerinde yaktığı ateş hala kor gibi yanmakta. Ben ölene dek de yakıp kavuracak, buna adın kadar emin olabilirsin. Günler, aylar, yıllar geçti oğlum.
İşte bugün yedinci doğum günün. Seni canımızdan çok sevdik, seveceğiz; sana gözümüz gibi baktık, bakacağız. Sen, bize; şu dünyada Allah’ın bahşettiği en değerli ve en önemli varlıksın, bunu hiç unutma olur mu? Seni bizden daha fazla karşılıksız sevebilecek kimse maalesef karşına çıkmayacak hayatta. Mutlaka sevenlerin, sevdiklerin olacak çevrende, dilerim ki onların sayısı gökteki yıldızlar kadar olsun. Ama göreceksin ve anlayacaksın ki sadece bizler seni mutlak anlamda karşılıksız sevebiliyor olacağız. Benim babam, ben senin kadarken, benim gözümde dev gibi bir adamdı, dağ gibiydi, şimdi hayatta değil ama hala da öyle. Biliyorum senin gözünde ben de şu an öyleyim. Şu anda gözyaşlarıma hakim olamıyorsam bil ki bu seni çok sevdiğim için, bil ki bu babamı çok sevdiğim için. İşte benim bütün derdim; sen de benim gibi otuzlu yaşlara geldiğinde, tıpkı benim babam gibi, ben de senin gözünde dev bir adam olarak kalabileyim. Bunun için, bu hayatta ne gerekiyorsa yapmaya öyle hazırım ki bunu ancak senin de bir oğlun olduğunda anlayabileceksin. Çünkü ben bunu sen dünyaya geldiğinde anlayabildim. Ölmekten, sen doğana kadar hiç ama hiç korkmadım, inan. Ama senden sonra ölümden öyle korkar, öyle çekinir oldum ki. Sanki ömür daralıyor, günler yetmiyor gibi. Sana bugüne dek memur ol, asker ol, doktor ol, müdür ol, işçi ol demedim ve inan bana demeyeceğim de. Ama ilk günden beri uyurken kulağına fısıldadığım isteklerim var senden. En yüce anlamıyla “insan” ol. Adam gibi adam ol be Oğlum! Şu dünyada maddi olarak neyim varsa öldükten sonra hepsi senin olacak. Ananın ak sütü gibi helal olsun. Ancak benim sana bırakacağım mirasım inan bunlar değil. Sana bırakmak istediğim en büyük miras babalığım olur inşallah ! Sen babana ve annene yakışır bir insan olursan eğer, gözlerindeki insan olmanın asaleti tüm renkleriyle ışıldarsa işte o zaman ben rahat edeceğim. Seni çok seviyorum.
Sevgili Oğlum Doğum günün kutlu olsun.
Allah, sana “Oğlum” diyebilme gibi bana bahşettiği dünyanın bu en büyük lütfunu, dilerim ki benden hiçbir zaman almaz.
YARININ DÜNDEN GÜZEL , İSTEKLERİN, DİLEKLERİN VE DUALARIN HER ZAMAN KABUL OLSUN paşaaaaam!
e&a
14.10.2012
14 Eylül 2012 Cuma
1.2.3. TIIIIIP
Bazen susarsın, bazende suskunluğuna yanarsın Bazen üzülürsün bazende mutlu olmaktan kaçarsın..Bazen... değer verirsin birine ama bazende onun
değersizliğine verdiğin değerden utanırsın.. Bazen konuşmak dertleşmek istersin biriyle ama bazende insanların iki yüzlülüğü gelir aklına..Yine susarsın.. Bazen birinin gözlerine saatlerce bakmak istersin ama baktığın gözlerin senin gibi bakmadığını görünce başını çevirirsin.. Bazen doğru veya yalnış diye haykırmak istersin..
Bazende sesini duymak istediğin kimseyi asla yanında bulamazsın !
Ellerin yumruk olmuş,
Dizlerinin bağı çözülmüş,
Oturduğun yerden kalkalırsın,
Dilinin ucuna gelenleri yutarsın,
Sebebi yoktur,
Bazen sadece susarsın. 1.2.3.TIIIIP !
değersizliğine verdiğin değerden utanırsın.. Bazen konuşmak dertleşmek istersin biriyle ama bazende insanların iki yüzlülüğü gelir aklına..Yine susarsın.. Bazen birinin gözlerine saatlerce bakmak istersin ama baktığın gözlerin senin gibi bakmadığını görünce başını çevirirsin.. Bazen doğru veya yalnış diye haykırmak istersin..
Bazende sesini duymak istediğin kimseyi asla yanında bulamazsın !
Ellerin yumruk olmuş,
Dizlerinin bağı çözülmüş,
Oturduğun yerden kalkalırsın,
Dilinin ucuna gelenleri yutarsın,
Sebebi yoktur,
Bazen sadece susarsın. 1.2.3.TIIIIP !
13 Şubat 2012 Pazartesi
AYRILIĞIN 2.YILINDAYIM
Geceler insafsızlığını koruyor yine.Sesimi duyuramuyorum sana baba. Üşüyorum, ağlıyorum…
Sensizlik yaramadı bana be. Yokluğun çok yoruyor sızlayan yüreğimi. Hayır baba pes etmiyorum.
Ama yediremiyorum gitmene.
Karanlık her yer, ışıklarınıda götürdün hasret dolu yüreğinle..
Bilmiyorum baba. Hayatl korkutuyor beni, bakıyorum da her yerde sen varsın.
Umutlarım seninle beraber terk etti beni.
Artık senle hayallerim yok baba. Onlar seninle gitti...
e&a
Geceler insafsızlığını koruyor yine.Sesimi duyuramuyorum sana baba. Üşüyorum, ağlıyorum…
Sensizlik yaramadı bana be. Yokluğun çok yoruyor sızlayan yüreğimi. Hayır baba pes etmiyorum.
Ama yediremiyorum gitmene.
Karanlık her yer, ışıklarınıda götürdün hasret dolu yüreğinle..
Bilmiyorum baba. Hayatl korkutuyor beni, bakıyorum da her yerde sen varsın.
Umutlarım seninle beraber terk etti beni.
Artık senle hayallerim yok baba. Onlar seninle gitti...
e&a
15 Ağustos 2011 Pazartesi
SİZ BENİ TANIRSINIZ...
Her yer kalabalık herkes bir telaşta, ruhum bile bedenimle bir bütün bense yapayalnızım........
Yalnızım , üzgünüm, kızgınım ve kırgınım!
Yalnızlığım ; kimsemin olmaması yada kalmaması olabilirmi diye düşünmedim değil. Hayır sebep bu değil , sadece kendimi soyutlamam insanlardan.Sebep ise yalanları dolanları ve çıkar amaçlı düşünceleri. İnandık, güvendik, kol kanat gerdik, yalanlarını görmezden, yalnışlarını duymazdan geldik. Kör olduk , sağır olduk....
Aslında hata yinede benim biliyorum , hayatıma alırken onları; cv istemedim,yargılamadım yada sorgulamadım!
Herkesi kendim gibi bildim.Çevreme baktığımda çıkar amacı olmayan dostluklar,arkadaşlıklar, akrabalıklar, kardeşlikler olmadığının artık geçte olsa farkı ettim .Ne annem gibi karşılıksız seven ne de babam gibi kol kanat geren var ! Olması zaten bir olasılıktan ibaretti ve bunuda çok yakın zaman yaşayarak gördüm!
Üzgünüm evet hemde çok ... İnanamak ve güvenmek gibi kavramların yalan ve dolanla kardeş olduğunu yada kardeşin yalan ve dolanla donatılılmış bir kale inşa etmesi kendine ve bu kaleden nereye gittiği belli olmayan oklar fırlatması şu anki en büyük üzüntüm çünkü bu oklar sadece bana zarar vermekle kalmıyor çok yakınımdaki ve çok kıymetli değerlerime de zarar veriyor.Neyse bunuda yaşayarak görmüş olduk 3 kuruşluk adamlara 5 kuruşluk değer verirsek kim olursa olsun kalan 2 kuruşla bizi üzerler gerçeği ...
Kızgınım en çokta kendime, hayatımın genelinde bu böyledi zaten .İnsanlar konuşur kimisi büyüğümüz,
kimisi küçüğümüz dinleriz.Büyüğümüze saygımız var ses çıkarmayız, küçüğe cahil deriz göz yumarız. İyide nereye kadar gider.Bizim de dilimizin kemiği yok ama insanlığımız var, terbiyemiz var, manevi duygularımız var. Hep oldu ve olacak ta belki işte bu sebepten kendime kızgınım.Cevap vermemek yada vermek istememek.Aslında böyle durumlarda hayatın gerçeği olan deveyi diken, insanı s.... yaranır cümlesi aklımdan geçiyor...Hiç bir zaman bunu yapmadım kendime kızgınım....
Kırgınım herkese, beni tanıyan bilenler başta olmak üzere.Hayat olmuş çıkar,çakal dünyası.Kimi paranın peşinde,kimi kariyerin. Son yıllarda bunu daha iyi gözlemledim, gemisini götüren kaptan misali inanılmaz entrikalar falan . Durun ya ! Ne oluyoruz demeden bok çukuruna itilmek. Çık çıkabilirsen, yapılan hainliklere mi yanasın, yoksa inanç ve güvenin yıkılmasına mı? Ne dostluk var nede kardeşlik var bu dünyada, sadece yalanlar üzerine kurulmuş gerçekler, ben bunu yaşadım siz ne yaşadınız bilmiyorum.Kırgınım bu hayata ve beni tanıyan insanlara....
BEN SİZİ TANIYAMAMIŞIM AMA SİZ BENİ TANIRSINIZ.... e&a
Yalnızım , üzgünüm, kızgınım ve kırgınım!
Yalnızlığım ; kimsemin olmaması yada kalmaması olabilirmi diye düşünmedim değil. Hayır sebep bu değil , sadece kendimi soyutlamam insanlardan.Sebep ise yalanları dolanları ve çıkar amaçlı düşünceleri. İnandık, güvendik, kol kanat gerdik, yalanlarını görmezden, yalnışlarını duymazdan geldik. Kör olduk , sağır olduk....
Aslında hata yinede benim biliyorum , hayatıma alırken onları; cv istemedim,yargılamadım yada sorgulamadım!
Herkesi kendim gibi bildim.Çevreme baktığımda çıkar amacı olmayan dostluklar,arkadaşlıklar, akrabalıklar, kardeşlikler olmadığının artık geçte olsa farkı ettim .Ne annem gibi karşılıksız seven ne de babam gibi kol kanat geren var ! Olması zaten bir olasılıktan ibaretti ve bunuda çok yakın zaman yaşayarak gördüm!
Üzgünüm evet hemde çok ... İnanamak ve güvenmek gibi kavramların yalan ve dolanla kardeş olduğunu yada kardeşin yalan ve dolanla donatılılmış bir kale inşa etmesi kendine ve bu kaleden nereye gittiği belli olmayan oklar fırlatması şu anki en büyük üzüntüm çünkü bu oklar sadece bana zarar vermekle kalmıyor çok yakınımdaki ve çok kıymetli değerlerime de zarar veriyor.Neyse bunuda yaşayarak görmüş olduk 3 kuruşluk adamlara 5 kuruşluk değer verirsek kim olursa olsun kalan 2 kuruşla bizi üzerler gerçeği ...
Kızgınım en çokta kendime, hayatımın genelinde bu böyledi zaten .İnsanlar konuşur kimisi büyüğümüz,
kimisi küçüğümüz dinleriz.Büyüğümüze saygımız var ses çıkarmayız, küçüğe cahil deriz göz yumarız. İyide nereye kadar gider.Bizim de dilimizin kemiği yok ama insanlığımız var, terbiyemiz var, manevi duygularımız var. Hep oldu ve olacak ta belki işte bu sebepten kendime kızgınım.Cevap vermemek yada vermek istememek.Aslında böyle durumlarda hayatın gerçeği olan deveyi diken, insanı s.... yaranır cümlesi aklımdan geçiyor...Hiç bir zaman bunu yapmadım kendime kızgınım....
Kırgınım herkese, beni tanıyan bilenler başta olmak üzere.Hayat olmuş çıkar,çakal dünyası.Kimi paranın peşinde,kimi kariyerin. Son yıllarda bunu daha iyi gözlemledim, gemisini götüren kaptan misali inanılmaz entrikalar falan . Durun ya ! Ne oluyoruz demeden bok çukuruna itilmek. Çık çıkabilirsen, yapılan hainliklere mi yanasın, yoksa inanç ve güvenin yıkılmasına mı? Ne dostluk var nede kardeşlik var bu dünyada, sadece yalanlar üzerine kurulmuş gerçekler, ben bunu yaşadım siz ne yaşadınız bilmiyorum.Kırgınım bu hayata ve beni tanıyan insanlara....
BEN SİZİ TANIYAMAMIŞIM AMA SİZ BENİ TANIRSINIZ.... e&a
31 Mart 2011 Perşembe
Hayatın Anlamı
Bir hayat yaşıyoruz anlamsızca desek te aslında hayatın anlamını mı bilmiyoruz. Yoksa hayatı anlamlı mı yaşayamıyoruz? Aslında hayatın anlamı yanımızda !
Çocukken annemiz babamız ve kardeşlerimiz. Hayatımızda sadece onlar var bu dönemde, bizi karşılıksız , sebepsiz seven , değer veren insanlar ve ne pahasına olursa olsun bizi hep sevecek ve sayacak gönül ve kan bağımız olan insanlar. Bu hayatımızın 1. Evresi. Mutsuzluk yok çevremizde kim varsa üstümüze titrer leb demeden leblebiyi anlarlar . Hayat kıyak ! en iyi dönem bu olsa gerek yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda. Aslında bizlerde birer yetişkiniz artık bu dönemin en kıymetli noktasın şimdi anlıyoruz HER ŞEY SAF VE KARŞILIKSIZ !
Gençliğimizde; dostlarımız, arkadaşlarımız, sevgililerimiz platonik aşklarımız, briyantinli jöleli saçlarımız, sivilcelerimiz, takımımız vatan borcu vs. Hayatın en zor ve karışık dönemi bu 2.evredir.Bu dönem doğruları ve yanlışları yani anlam ile anlamsızlığın kaosunun yaşandığı ve maymunun gözünü açtığı zamandır .Biz erkekler bu dönemi karmaşık yaşayanlardanız ,bu dönemde ,delikanlı idik, mekansız imparatorduk ,isyankardık, asabiydik, ağar abiydik, sapına kadar milliyetçiydik falan derken sıçtır lan sen daha bir bok değilsin dendiğinde iki şişe bira yada bir kadeh rakı ile Yunanistan’ı bir gecede alacak kadar anlamsız bir hayattır. Aslında bu yolda ölenlerde oldu mum gibi sönenlerde . Şaka bir yana tehlikeli bir evre . Hayatın bu evresinde ailemizin kontrolünü kendi kontrolümüze çevirmek için inanılmaz savaş veririz. Arkadaşlarımızın etkisinde kalmamız dan tutunda salak saçma şeylerinde uğruna hayatımızı hiç ederiz. Bu dönemde anne ve baba kavramını ve sevgisini tamamen unuturuz. Gerçek adında saklı DELİ-KANLI ! Deli ya işte kanı da deli beyni de, ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Okul bir kız ile tanışırız , kız derki naber biz erkeklerden bin haber hemen manita ayakları, sevgili falan , kafaya bir kutu jöle boşalt , dedemizden kalma baba parfümü ile duş al sonra okula. Okulun kapısında malak yalamış gibi parlayan saçlarla öğretmeler geri çevirmesi ile karizma yerlerde , daha sonrasında gelen delilik isyanıyla okulu bırakma eylemi. Okul dedim de aklıma geldi, bu evrede alınması gereken eğitim çok önemli ama biraz önce anlattığım sadece bir örnek bunun gibi daha niceleri vardır, bunları daha sonraki yazımda kaleme alacağım. Türkiye’deki eğitim seviyesinin düşük olmasının sebeplerinden biri belki de en büyük yüzdesi hayatımızın ikinci evresi yada ergenlik dediğimiz bu kaosun yarattığı yıkımlar ve bu gibi olaylardır. Bizim zamanımızda bazı okullar çok meşhur olmasa da tercih ediliyordu, aslında biz başarının anahtarını daha 2.evremizde kaybetmişiz. Bu okullar da eğitim alsaydım (3.gün şutlanmaz isem) şimdi kimin yerinde olurdum çünkü ülkemizdekiler bu beyinle ancak bizim meclisimizde ki koyun güderler. Nerden geldi bu açıklamalarda aklıma, tamam ; bazı okullar bu evrenin kesin çıkış kapısı zararsız ve yıkıntı sız çünkü beyin temiz dünya temiz, kafaları boşaltıyorlar ve içine farklı dolum yapıyorlar (fotokopi kartuşu gibi). Yada çevre ve özenti etkenleri ile sokak eğitimi alacaksınız . Bu eğitim tipi 2.evrede gençlerin tercih oranı yüksektir. Çünkü ortam mortam ayakları falan vardır. Kafaları bu aldığınız ortamlardaki alkol uyuşturucu vb. malzemelerle boşaltıyorsunuz ve ortamın ağır abisi daha çok reis, baba(şam babası) gibi çeşitli isimlerde adlandırılan öğretmenler ile tekrar kafaları dolduruluyorsunuz (masamızda boş şişe olmaz doldur modeli ile). Evet aslında ağlanacak halimize gülüyoruz burada 1.evremizde aldığımız anne baba sevgisi ağır basanlar bu yıkımları yaşamıyorlar ya da artçı sarsıntılarla atlatıyorlar. Bizler 2.evrede bu durumlara düşmemek adına çocuklarımıza güvenimiz olsa bile 1.evreden itibaren ipi sıkı tutmalıyız ve kesinlikle yavrularımızı bu hatiplilere karşı önlemler almalıyız. Bu evrede gençler aslında çok yalnız hayatın anlamını bulamıyorlar. Onlara yardım etmeliyiz elinden tutmalıyız.
Aile kurduğumuz da evlendiğimizde ; aşkımız diye adlandırdığımız, nikahı basınca KARI mız olan bir türlü eşim, aşkım kelimesini söyleyemeyen , unutkan erkek eşşek beynimiz bizi aslında hayatımızın 3.evresinde mutsuzluğa itmeye başlıyor. Vermekten yoksun ve bencillikten oluşan bu erkek eşşek beynimiz doymak bilmediği gibi aldığının ya da yaşadığının anlamını bilmeden anırmaya başlar. Hayat yavaş yavaş anlamını yitirmeye ve bir kanser hücresi gibi Aşkımıza(toplumuzda KARIm diye adlandırılan eş)olan sevgi çemberinin üzerine yerleşir. Şimdi ben bu 3. Evreyi yaşayan biri olarak(eşşek beyinli yani erkek tarafı) bu konuyu biraz irdelemek istiyorum. Lan oğlum eşşek oğlum,eşşek beyinli evli barklı adamsın , karın yanında karşıdan mini Cooper (mini etekli bayan) kaptırmış geliyor senin ne işin var onun şeridinde geç sağa! bak önüne ( zaten eşinin tersindesin). Sonra eşin bir bakıyor yerler ıslak sebep bizim eşşeğin salyaları yerlerde ! Ayıptır , günahtır ya sen eşini annesinin, babasının sevgi bahçesinden iki büklüm , kan ter içinde utangaç ve mahcup bir şekilde Allah’ın emri ile istemedin mi eşini eşşekoğlu eşşek , daha ne o zaman neden gözün dışarıda hayvan herif , önünden yesene, şeridinden gitsene . Düşün kü eşine sana vermemişlerdi sonra ah aşkım , ah ciğerim diye içip içip elizabeth(bu bir sabun markası) . Yada evlisin bir bakmışsın elinde mahkeme celbi, hayvanat bahçesine davetiye eşşek beyinli bey fendi şu tarihte geliniz. Bunun gibi daha çok hikayeler vardır bu sadece bir kısmı aslında . Evlilik kainatın en ciddi ve mukaddes kurumudur. Şakaya gelmez eşini mutlu eden MUTLUDUR. Tabi bayanları da yazacağım ama şimdi değil . Her şey karşılıklı gibi gözükse de 1. Evredeki karşılıksız sevgiyi hatırlayalım, çocukluğumuza dönelim , ailemizden aldığımız sevgiyle düşünelim , eşimize zaman verelim , sıkıntılarına ortak olalım , eş kimliğinden çıkıp dost olalım ,arkadaş olalım konuşalım , zaman zaman çiçek alalım , ağzımız laf yapmıyorsa yazıya dökelim, yakınlaşalım ,sevelim, saygı gösterelim ben bunları yazıyorum da yapıyor musun diye sorarsanız elimde geleni yapmaya çalışıyorum, bazen yanlış anlaşılıyorum bazen de doğru. Ama savaşmalıyız kendimizle eşimizle değil! Mahkememizi kendimiz yapmalıyız çevremizdeki arkadaş ya da dostlarımızla değil. Bu ilişkiyi biz yaşıyoruz ve devam ettirmeliyiz. Çevremizin ağzına bakarsak vay halimize çünkü bekara boşamak kolaydır. Neyse ben bu yazı işini sevdim çünkü bunları kaleme almam bir arkadaşıma anlatmaktan daha keyifli. Oldu ki bir gün kafanız bir konuya takıldı bana yazın cevabınızı tüm samimi duygularımla alacağınıza emin olun.
HAYAT; OLUP BİTENLERDEN SONRA İÇİMİZDE HİSSETTİĞİMİZ BİR MUTLULUK, YÜZÜMÜZDE BELİREN BİR GÜLÜMSEMEDİR. KEDERLİ ANLAR UNUTULUR GİDER.
EN İÇTEN SEVGİLERİMLE e&e
3 Mart 2011 Perşembe
KALBİMDEN GEÇENLER
HER BİRİMİZ HAYATIMIZI YAŞARIZ
İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE ,YENİSİYLE ESKİSİYLE...
SEVDİĞİMİZLE SEVMEDİĞİMİZLE , GÖRDÜĞÜMÜZLE GÖRMEDİĞİMİZLE.....
DUYDUMUZLA DUYMADIĞIMIZLA , GİTTİĞİMİZLE GİDEMEDİĞİMİZLE....
KAZANDIKLARIMIZLA KAYBETTİKLERİMİZLE..
SÖYLEDİKLERİMİZLE SÖYLEYEMEDİKLERİMİZLE.....
YAPTIKLARIMIZLA YAPAMADIKLARIMIZLA ...
DÜŞÜNDÜKLERİMİZLE DÜŞÜNEMEDİKLERİMİZLE...
KAFAMIZDA SAÇ BİTER BUNLAR SAYMAKLA BİTMEZ,
ÖMÜR BİTER YİNEDE BİTMEZ......
KEŞKELER BU DÜNYANIN EN BÜYÜK HASTALIĞI, BİTMEZ BU KEŞKELER BİTMEZ....
YAŞAYIN HAYATI DOYA DOYA SEVDİKLERİNİZE SARILARAK,TAKMAYIN KAFAYA
HİÇBİR ŞEYİ... RAKI İÇEN ÖLDÜDE SU İÇEN ÖLMEDİMİ ? RAHAT OLUN AMA MANTIKLI KİMSENİN YAŞAM HAKKINA ZARAR VERMEDEN İNCİTMEDEN ÜZMEDEN... HER BİRİMİZ ANA KUZUSUYUZ, BİZİMDE KUZUMUZ VAR SİZLERİNDE VAR YADA OLACAK ,ONLARA
YAPILMASINI İSTEMEDİKLERİNİZİ SİZDE YAPMAYIN, SAYGI DUYUN SEVGİ GÖRÜN , SEVGİ VERİN SAYGI GÖRÜN HAYAT ASLINDA BU KADAR BASİT,ÇARPIM TABLOSU GİBİ
EZBERLE VE YAŞA ! PAYLAŞIN : SEVGİNİZİ , DERDİNİZİ BAKIN GÖRECEKSİNİZ ,
PAYLAŞTIĞINIZ SEVGİ BÜYÜYECEKTİR(+) PAYLAŞTIKÇA DERTLER KÜÇÜLECEKTİR(-)..
UZUN LAFIN KISASI ALDIĞIMIZ NEFESİN KIYMETİNİ BİLELİM HAYATIMIZI İLİKLERİMİZE KADAR YAŞAYALIM...
MUTLU YARINLAR
SAYGILAR
e&a
"Başarılı bir insan olmaya değil,değerli bir insan olmaya çalışın"
“Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz.”
Kaydol:
Yorumlar (Atom)